Sayın Yusuf Gezgin
"Başbakanımıza hiçbir şey olmadı, herhangi bir problemi de yok, başbakanımız gene aynı Erdoğan. Yalnız, firenliyerek tutup açığa vurmadığı veya açığa vurupta milletimizin görmediği bazı karakterisitlik özellikleri var.
Necmettin Erbakan'ın Başbakanımız hakkında "daha o çocuktur sözleri" bu tutumlarını işaret ediyordu, çoğu kimse bunun ne demek olduğunu anlayamadı. Zira Erdoğan kendisi çok dürüst bir insan olduğundan, haksızlıklara karşı çok çabuk tepki gösterip, bu kendi zararına olabiliyor. Bu tutumu bir hata değil, oldukça temiz duygulara sahib olduğunu gösteriyor. Malesef bizim halkımız kendi yüzüne öveni, kendisine hizmet edenden daha çok seviyor. Çünkü halkımızın çoğu eğitimsiz, bunun nedeni de halkın suçu olduğundan değil, basiretsiz devlet adamlarının bu milleti ve ülkeyi, (ergenkoncular gibi) babasının tapulu malı zannetmelerinden gelmektedir.
Sayın Başbakanımız dürüstlüğü yanında, birde "siyaset hiledir" ilkesini tam kendisiyle özdeştirse o zaman kimse karşısında duramaz. Dürüstlüğünden Antalya'da halka "Bakın burası ******ın memleketi ama, biz ondan daha fazla size hizmet getirdik" demesine, seçimlerde Antalyalı'lıların sessiz cevabı: "Zaten siz bu devletin başındasınız, bunu yapmak zorundasınız, bunu neden bize bir koz olarak kullanıyorsunuz" şeklinde oldu.
Aynı şekilde İzmir AKP teşkilatına "Sizden İzmir'i istiyorum" demesine, gene İzmir'lilerin seçimler deki sessiz cevabı: "Sayın Başbakanımız biz satılılık memleketmiyiz, bizim hiç mi insiyatifimiz yok" şeklinde oldu.
Gene aynı şekilde, gittiği heryerde belediye başkanı adayları, kürsünün bir kenarında dururken, sahnede hep Başbakanımız oldu. Bu şekilde olmamalıydı, tevazu gösterip seçimi kaybetmek pahasına olsa bile, başkan adaylarını konuşturup, onların yanında sade bir vatandaş gibi, halkdan biri gibi durmalıydı, zira; bizim milletimizin diklenenlere ve boy gösterisi yapanlara karşı anti patisi vardır, bir anti patiside; hanımını heryerde yanında taşıyan devlet adamlarına!
Allah bu millete merhamet edip, yardım etti, halkın içinden bu kimseler gelmeseydi, işimiz çok zordu.
Bakın Allah'ın yardımı nasıl geldi, size delilleri ile izah edeyim:
Şer odakları bu devlet ve millet üzerinde çeşitli entirakalar düzenlerken, milletimiz bundan bi-haber ama, Allah'a bunlar aşikardı.
Bu şer odakları. Deprem öncesi Allah'a ve dinine büyük bir savaş açtılar. Ülkemiz de; Ali Kalkancı, Fadime Şahin gibi figüranlarla, senaristleri Tuncay Özkan gibi kişiler tarafından büyük bir fitne ateş yakıldı. Bu fitne ateşi ülkeyi baştan aşağı sardı. Gene aynı kişiler; uyduruktan bahanelerle, Siirt de okunan bir şiir yüzünden, bir kişiyi tevfik ettirdiler. Gene aynı kişiler; 3 kasım da devlet mafya ilişkisi adı altında, bütün milleti ayaklanmaya davet edip, sürekli aydınlık için, 1 saat karanlık eylemenine davet edip, ampülleri söndürmelerini söylediler. Buraya kadar yaptıkları onların hileleri idi...
Şimdi Allah bu fitnecilerin hilelerine, bakın nasıl cevab verdi:
3 Kasım da onlar millete ampül söndürtürken, Allah bu sefer 3 Kasım onlara ampül yaktırdı. (AKP'nin amblemine seçimi kazandığı tarihi bakın!)
Erdoğan'ın partisi seçimi kazanmasına rağmen, Erdoğan'ın seçim yasağı olması nedeni ile Başbakan olamadı, Allah gene bu sefer, onların Siirt'de ki okunan bir şiirden dolayı engel koymalarına karşılık, gene aynı yerden Siirt'den onların hilelerini bozdu, ve oradan Erdoğan'ı Başbakan yaptı."
